BIY

22 Şubat 2010 Pazartesi

Açık Açık Gidiyor!

Gaziantep-Galatasaray-Kayserispor maçlarında alınacak 9 puan Beşiktaş'ın neredeyse şampiyonluğu ilan etmesi demek olacaktı ama bu fırsat kaçırıldı. Galatasaray beraberliğinden sonra artık işler hiçte kolay olmayacak. Kayserispor maçında alınacak olası bir mağlubiyet Beşiktaş için ligin bitmesi demek olacak.

Gelelim derbiye. Mustafa Hoca alışkanlıklarından vazgeçmedi ve şapkadan tavşanlar çıkarttı yine. Bence artık derbi maçları öncesi ilk 11 için yarışmalar düzenlenmeli. Zira sayısalı tutturmak Denizli'nin çıkartacağı 11'i tutturmaktan daha kolay. Beşiktaş kasasına iyi kötü bir ek gelir olur en azından.

Tabata'nın verimi son iki maçta artmışken tekrar onu kesmenin, hatta sonradan oyuna dahil etmeyi bile düşünmeyecek kadar unutmanın anlamı neydi anlayamadık. Asist yapabilecek gol atabilecek bir oyuncuyu unutmakla Hoca direkt maçın kaderini etkiledi.

Durap top, duran top, duran top... Olmuyor, olmuyor, olmuyor. Maçın ilk yarısı bitirken 10'un üzerinde korner ve bi o kadar serbest vuruş kullanıldı. Yine hepsi çöpe gitti. Yazık gerçekten çok yazık. (Bu arada geçen hafta Antep'te 60'ıncı dakikada bu SIFIR'dı.) Ne olur artık bu soruna bir çözüm bulunsun. Avrupa'dan bu konulara hakim bir eğitmen getirilsin. Nasıl kaleci antrenörü varsa duran top organizasyonları içinde antrenör olsun.

Kadronun haricinde aslında maçın kırılma anları oyuncu değişiklikleri ile yaşandı. Mustafa Hoca Nobre-Holosko, Bobo-Nihat değişikliği ile Galatasaray'a oyuna ortak olma şansı tanıdı. Çünkü o ana kadar sadece savunan rakibi o andan sonra ileriye çıkmaya başladı.

Aslında en güzeli ikinci yarıya direk Holosko-Bobo değişikliği ile başlanmasıydı. En kötü 60'ıncı dakika değişikliğinde bu yapılmalıydı. Hatta başta yapılan hatadan dönülüp Tello-Tabata değişikliği ile birlikte yapılmalıydı. Çok ama çok büyük bir hata yapıldı, çok ama çok büyük fırsat kaçırıldı.

Nihat bu takımda oynatılmak isteniyorsa İspanya'da oynadığı gibi oynatılmalı. Ya Bobo ile ya Nobre ile forvet oynamalı. Yoksa hem Beşiktaş hem de Nihat zarar görmeye devam eder. Bu sistemde ve dağılımda hiç faydası olmuyor aksine zararı oluyor. Hoca bu gerçeği kabul etmeyip ısrar ediyor ama birilerinin bu gerçeği Hoca'nın anlamasını sağlaması lazım.

Anlatmaz iseler biz onlara açık açık, göz göre göre şampiyonluğun nasıl kaçırıldığını anlatmaya devam edeceğiz, içimiz acıya acıya...

15 Şubat 2010 Pazartesi

İçlerine Ne Kaçmış?

Bir takım şampiyonluk maçlarını nasıl bu kadar karaktersiz ve ruhsuz oynar? Bunun cevabını verebilecek biri var mı Allah aşkına. 3 maç ya 3 maç! Kazansan bu 3 maçı şampiyonluğa adımınızı atacaksınız! O kadar önemli ki idrak edebilene, görebilene.

Maçtan sonra oyuncuların maç yorumlarına dinliyoruz, "Galatasaray maçında %100 performansımızı sahaya yansıtıp telafi edeceğiz" diyorlar.

Peki niye bu maçta bu kadar kötüydünüz? Niye mücadele etmediniz? Dakikalar 60-70 Gaziantep yine korner kullanıyor, ekran da korner analizi çıkıyor. Beşiktaş SIFIR, Gaziantep DOKUZ korner kullanmış. Kaleye çekilen şutların analizini yazmaya utandığım için yazmıyorum. Oyuncular oynamamaya utanmıyor ama biz yazmaya utanıyoruz.

Ligin devre arasında güçlü rakiplere karşı iyi mücade eden gençler nerede? Frank Lampard'tan bile daha iyi olacağına inanılan Necip, içine Cafu kaçmış benzetmesi yapılan Rıdvan nerede? Herhalde başta Mustafa Denizli'nin sonra da saha da oynayanların içine bişey kaçtı da bu kadar kötü yönetiyor, bu kadar kötü oynuyorlar. Mustafa Hoca'nın içine 3. lig hocası, oyuncuların içine de amatör lig oyuncularının kimlikleri kaçtı herhalde!

Ekrem Dağ'ın oynadığı oyun kadar mı oynayamayacak Rıdvan'da oynatılmıyor. Yediğimiz ilk gol, kalemizde gördüğümüz çoğu pozisyon o kanattan geldi. Hadi defansta çok kötü ofansta bişey yapsa bari ama O da yok. Takım hep 36'lık Üzülmez ile sol kanattan bişeyler yapmaya çalışıyor. Sağ kanattan bir tane doğru düzgün atak yok. Rıdvan savunma düşünülerek oynatılmıyor belki ama kesinlikle Ekrem'in yaptığı kadar savunma yapar ve en önemlisi bindirmeleri ile faydalı olur.

Fink için bıktık artık yazmaya onun için onun hakkında uzun yazmayacağım ama onun gibi bir oyuncu için NECİP kullanılmıyor ya insanın içi acıyor. Yazık çok yazık. Fink ile birlikte Fabian Ernst'te köreliyor. Fink Ernst'i örnek alacağına Ernst Fink'i örnek almaya başladı. En kötü oyununu oynadı belki de geldiğinden beri. Acil bir şekilde kendine çeki düzen vermesi lazım.

Omurga çökünce başarıda gelmiyor. Ferrari gidince zaten omurga ciddi sarsıldı, üstüne bir de Ernst böyle oynarsa şampiyonluk hayal olur.

Son olarak maça şöyle de bakılabilir: İ.Üzülmez, İ.Toraman, E. Dağ, İ.Köybaşı, Tabata. Seneye de Cesar Souza 15 milyon euro ve Olcan da 10 milyon eura ya alınacağı için Gaziantep neredeyse ikinci takımını yenmiş oldu aslında.

9 Şubat 2010 Salı

Keskin Viraj


Gençlerbirliği maçındaki ilk yarı ve ikinci yarının son 20 dakikası şampiyonluk yarışında sonuna kadar Beşiktaş'ında olacağının habercisi gibiydi. Nihayet pas yaparak futbolun oynandığını, kanat bindirmelerinin oyunu açtığı ve duran toplarında etkili olabileceğini gördük. Onlarca sıkıntılı maçtan sonra ilk defa derin bir ohhhhh çekebildik. Ama...


Yetmez. Yetmemeli. Çok zor ve uzun bir yol var ligin sonuna. Gençlerbirliği maçındaki 40 dakika yapılan tempo, 60-70 dakikalara çıkarılmalı.


Bir de artık 11 kişi oynatmalı takımı Mustafa Denizli. 60'da veya 75'te yapılan değişikliklerle ben maçı koparırım düşüncesinden vazgeçilmeli artık. Gençlerbirliği maçında tuttu ama genel de tutmuyor bu düşünce. Ki Gençlerbirliği 2-1 öne geçecek pozisyonu da buldu!


Maça çıkan kadroya saygı duyalım tamam ama gününde olmayan ve kötü oynayan oyuncuyu da 60-75 dakika saha da tutmayalım. Kimi yazacağımız belli aslında TELLO. Vazgeçilemiyor, kazanalım diye uğraşılıyor ama olmuyor işte. Sahaya çık hiç oyun oynama diye para alsa bu kadar kötü oynayamaz herhalde. Ne ofansta var, ne defansta var.


Ümitle ısrar ediliyor ama 30 dakika da belli oluyor be Hocam. Tekrar ediyorum tamam ilk 11'de başla ama eskisi gibi olduğunu gördüğünde de zorlama lütfen.


Tabata'nın golü teknik ve estetik olarak çok güzel bir goldü ama izlemeyenler Sivok'un attığı golü bir de başından izlesin lütfen. Topu kapışı, driplingi ve plasesi harikaydı. Defans ve orta saha bu çıkışları daha çok yapmalı.


Orta alanda Necip Uysal niye unutuldu yine anlamıyorum. Fink'in yerine kesinlikle Necip Uysal kullanılmalı. Fink maç koparıldıktan sonra son 30 dakikada oynatılmalı.


Gaziantep, Galatasaray ve Kayserispor güzergahında keskin viraja girildi. Bu maçları kayıpsız geçmek kazanılacak güvenle de şampiyonluk kapısını ardına kadar açacak hatta bir adım da içeri girilmesini sağlayacaktır.


Her maça çok iyi konsantre olmalı, her maça şampiyonluk maçı havasında çıkılmalı.


Maçı son 15 dakika da yapılacak hamlelerle kurtarma sevdasından vazgeçilmeli, golü rakipten önce bulup açık alanda daha başarılı olan Holosko, Nihat, Tabata, Yusuf gibi oyuncularla maçı koparmaya çalışmalı.


Bu şekilde hareket edilirse Türkiye'nin en iyi ve alternatifli kadrosu keskin virajı otobanda yolculuk ediyormuş gibi rahatlıklı alacaktır.